Etki
Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir.
Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir.
Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş. Ham olmayan.
Bir bütünü oluşturan, bütünden ayrıldığında da kendi başına anlam taşıyan parça, öge.
Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük.
1-Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal.
2-Kemiklerin bir araya geldiklerinde hareket durumlarına göre yaptıkları bağlantı.
Bir yüzeyin yatay düzleme doğru eğilmesi, eğik.
İnsanların ve hayvanların, dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma organlarıyla algılama yeteneği, duyum.
1-Elektrik ampulünün takıldığı vidalı yuva.
2-Elektrik ampulünün takıldığı bakır ya da pirinçten yapılmış kısım.
1. Bir doğruyu izleyen.
2. Aynı doğruya ait olan.
1. Doğada olan, doğada bulunan.
2. İnsan eli değmeden, kendi kendine. Yapay (suni) olmayan.